Dünyada Virüsten Daha Çok Korku Salgını Var
Çin’in Hubei eyaletine bağlı Wuhan eyaletinden tüm dünyaya yayılan Koronavirüs, ülkemizde de gündeme oturdu.
İnternette, sosyal medya platformlarında hatta bazen medyada yer alan bilgi kirliliği insanların kafasının karışmasına neden oluyor. Bu zamanlar da ise kişiler ve markalar açışından doğru iletişim büyük öneme sahip.
Çin’in Hubei eyaletine bağlı Wuhan kentinde ortaya çıkan yeni tip koronavirüs (Covid-19) dünyayı alarma geçirdi. Korona virüs haritasına göre, 18 Mart akşamı itibari ile dünya genelinde vaka sayısı neredeyse 214 bini geçti. Virüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise 8 bin 732.
Bilgi Kirliliği Çok Yüksek
Bu salgından daha kötüsü panik ve korku salgını. Korku kelimesinin kişilerde panik havası yarattığını söyleyen İletişim ve Marka Danışmanı Burçak Ilıman,’ Bunun yerine tedbir kelimesini kullanmalıyız. Korkudan değil tedbir için evlerimizdeyiz. Online ortamlarda yayılan marketlerde ürün kalmadı gibi gerçek olmayan hiçbir bilgiye ve belgeye inanmayın. Unutmayın doğru olmayan bilgiler korkuyu daha fazla arttırır” ifadelerini kullandı. Virüs konusunda ilgili bakanlıklar tarafından açıklanmayan bilgilerin dikkate alınmaması gerektiğini vurgulayan Ilıman sözlerine şöyle devam etti: “ Bu dönem diğer zamanlardan daha hassas olmamızı gerektiren bir süreç. Belirsizlik zamanında insanların liderlerin söylediklerine, nasıl söylediklerine ve (gerçekten) ne anlama geldiğine daha fazla dikkat etmelerine neden olur. İnsanlar anlamadığında güvenmezler, bu yüzden ne kadar açık ve net olursanız o kadar etkili iletişim kurmuş olursunuz.”
Markalar Esnek Olmalı Ve Değişime Uyum Sağlamalı
Ilıman, “Korona virüs zamanında markaların esnek olması ve değişime uyum sağlaması gerekiyor. Markaların daha dikkatli sorumluluk sahibi olmaları ve zamana karşı dayanmaları lazım. Çünkü bu gibi süreçlerde markanızın itibarını yaratabilir ya da kırabilirsiniz. Bu dönem özellikle çalışanlarınız için de büyük önem taşıyor. Çalışanlarınızın şirketin geleceği ne olacak, işler nasıl olacak gibi kaygı düzeyi yüksek soruları sorabilir kendine. Burada işverenler sadece günlük değil, gelecek açışından açık ve tutarlı mesajlar vermeye çalışmalı. Bu dönem hakkında çalışanlarınıza, müşterilerinize rehberlik edecek mesajlar paylaşarak marka itibarınızı organik güçlendirebilirsiniz. Bu dönemi fırsat bilerek bir pazarlama hamlesinde bulunarak yanlış bir adım attığınızda da itibarınızı zedeleyebilirsiniz” dedi.
Kaynak: Murat Aşık / Avantgarde