Cinsel İlişkiler İçin En Uygun Zaman
İnsan doğar, büyür ve gelişir. Bu döngünün içerisinde çeşitli evreler yaşar. Bunlar bebeklikten çocukluğa, çocukluktan gençliğe, gençlikten yetişkinliğe ve olgunluğa oradan ise yaşlılığa geçiştir. Bu evreler içerisinde en önemli olanlarından biri de, kişinin kimlik yapısının şekillendiği cinsel doygunluktur. İşte bu evreden sonra atacağımız adımlar bizim sorumluluğumuzda, bizim geleceğimizi belirleyecek adımlardır.
İlk cinsel ilişki, hem kız hem de erkek için dönüm noktasıdır. Gerçek kimliğimizi keşfedecek, ona sahip çıkacak ve de bundan sonraki cinsel yaşantımıza yön verecek, bize model oluşturacak, hep hatırlanacak ilk deneyimlerimizdir.
İşte bu anda en önemlisi, doğru karar verebilmektir.
Doğru zaman, doğru kişi, doğru yer yani her şey doğaya, kişiye, kültürüne, ahlâkına uygun olmalıdır.
Fiziksel Olarak Doğru Yaş
Fiziksel olarak doğru yaş, kişinin bedensel gelişimini tamamladığı yaş olmalıdır. Özellikle kızlar için bu daha da gerekli olup, erken yaşta yaşanan cinsellikler vajina ve diğer organlarda tahribat oluşturmakta, bunun sıkıntısı da bütün hayat boyunca çekilmektedir. Cinselliği yaşamanın en alt sınırı 18, ideal olanı ise 20’li yaşlar olmalıdır.
Psikolojik ve Toplumsal Yaş
Psikolojik ve toplumsal açıyı birlikte ele almak gerekir. Kişinin cinsel ilişki yaşayabilmesi için bu ilişkinin manevi, maddi, sosyal ve ahlaki bütün boyutlarının sorumluluğunu taşıyabilecek güçte ve yetkide olması gerekir. Ailesiyle birlikte yaşayan, maddi bağımsızlığı olmayan, daha kendi ayakları üstünde duramayan bir kişinin, cinsellik yaşaması sonucu doğabilecek sıkıntıları kaldırabilecek gücü yoktur. Erken yaşta yetersiz bilgi ile yaşanan cinsel ilişkilerde gebe kalma-hamilelik ihtimali çok yüksek olup, böyle bir durumla karşı karşıya kalınması durumunda hem bilgisizlik, hem maddi yetersizlikler yüzünden yanlış yollara başvurulmaktadır. Bunun psikolojik baskısı ise kızlarda ve erkeklerde başta cinsel isteksizlik olmak üzere birtakım sorunlar yaratmaktadır. Toplumumuzda kızlar genellikle aileleriyle yaşamaktadır ve aileye sosyal olarak bağımlılıkları ancak evlilikle azalmaktadır. Evlilik öncesi cinsel ilişki yaşayan bir kız için bunun aile tarafından öğrenilmesi çok ciddi kargaşa ve ailenin deyimiyle güven kaybına neden olmakta, aile içi huzur kaybolmaktadır.
Doğru Yer, Doğru Zaman
Bugün geriye dönüp baktığımızda, genç yaşlarda aldığımız kararların çoğunun koşullara uygun olmadığını acı ile görüyoruz. Erken yaşlarda nedense herkes “hayatının aşkı” ile karşılaşır (karşılaştığını sanır!); ama ne yazık ki bu aşkların %99’u hüsran ile sonuçlanır. Yaşanmış yanlış ilişkilerden elde kalan kötü duygular korku-fobi, iyi duygular ise bir sonraki ilişkiye beklenti olarak yansır.
Sonuç olarak kişi doğru zaman ve doğru kişi ile gerçek birlikteliği yaşamalıdır.